Süleymaniye Koruma Alanı, Değerleri

Ülkemizde, önemli anıtların korunmasının hukuksal süreci, bu yapıların korunması gerekli eski eser olarak kabul edildiği 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Envanter çalışmalarının öncüsü kabul edilen Encümen arşivi belgelerinde, anıt eserlerin korunması gerekli değerleri ve mimari özellikleri tanımlanmış, fotoğrafları ve planları eklenmiştir. 1970’lerden itibaren tescil kapsamının genişletildiği ve anıt eserlerin yanında sivil mimarlık örneklerinin de yasal koruma altına alındığı izlenir. Süleymaniye özelinde, sivil mimarlık örneklerinin toplu halde tescil edilmesi ile ilgili süreç 1976’da başlamış; konut dokusunun tamamına yakını 1977 yılında alınan kararla resmen tescil edilerek yasal koruma altına alınmıştır. Toplu tescil kararları, alana dair bütüncül ve mimari çeşitliliğe saygılı bir koruma yaklaşımının ilk göstergeleri olarak tanımlanabilir. “Süleymaniye siluetinin korunmasının, bölgedeki eski yerleşme unsurlarının bir KENTSEL SİT olarak bilimsel bir biçimde korunmasına bağlı olduğuna” değinilerek, 9.4.1977-9776 sayılı kararla belirtilen saha, 1710 sayılı Eski Eserler Kanununun 1. maddesine dayanılarak “sit sahası” ilan edilmiştir. Bu kararda belirtilen sit sahası tanımı ve toplu tescil işlemi, alanın sonraki yıllarda DMA ilan edilmesinin de temel gerekçesini oluşturmuştur. Süleymaniye sit sahası olarak tanımlanan bölgenin kuzeyinde, Eminönü-Unkapanı arasında kalan ticaret yapıları ise 1983 yılındaki bir toplu tescille koruma altına alınmıştır.

İstanbul’un Tarihi Alanları (Süleymaniye, Zeyrek, Sultanahmet Arkeolojik Parkı ve İstanbul Kara Surları), 23 Mayıs 1982 tarihinde onaylanan ve 1983 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren (UNESCO’nun 16 Kasım 1972 tarihli) “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” gereği, 6.12.1985 tarihinde 356 sıra numarasıyla Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.

Tarihi Yarımada’nın anıtsal varlık yönünden daha yoğun bölgelerinin çevrelerinden soyutlanarak parça parça sitlere bölünmesinin, kentin siluetini ve doku bütünlüğünü koruma açısından yetersiz kaldığı görülmüştür. İTÜ öğretim üyelerince 1990 yılında Kurul’a sunulan öneri Kültür Bakanlığı ve Yüksek Kurul tarafından değerlendirilmiş; İstanbul I numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.07.1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile Tarihi Yarımada’nın (Suriçi alanı) tamamı sit alanı ilan edilmiştir. Bu karar, gelecek planlama/ projelendirme çalışmaları için Tarihi Yarımada’nın “bütünlüğünü koruma” esaslı bir kılavuz niteliğindedir.

Tarihi Yarımada’nın bütünüyle sit ilan edilmesinden on yıl sonra, 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Amaç ve kapsamı: Koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, doğal afet risklerine karşı tedbirlerin alınması, tarihî ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılması olarak tarif edilmiştir. Kanunun uygulama yönetmeliği kapsamında, yapılacak yeni yapıların uygunluğu avan proje onayına tabi tutulmuştur.

Kanunun yürürlüğe girmesinden kısa bir süre sonra, 24.05.2006 tarih ve 2006/10501 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Süleymaniye, Kalenderhane, Yavuz Sinan, Molla Hüsrev, Demirtaş, Hacı Kadın, Hoca Gıyasettin ve Sarıdemir mahallelerinden oluşan alan “Yenileme Alanı” ilan edilmiştir.

5366 sayılı Yenileme Kanunu, 2011 ve 2018 tarihli İstanbul Tarihi Yarımada alan yönetim planlarında genel olarak olumsuz/zayıf bulunmuş; özellikle önerdiği koruma karşıtı ‘yenileme’ uygulamaları, tümel bölge içindeki parça çözümlemelerine imkân vermesi ve iyileştirme kavramının sadece fiziki yapı ile sınırlandırılmış olması nedeniyle eleştirilmiştir (İTYP, 2018). Bu süreçte, UNESCO DMK’nin de bu tehdidi göz ardı etmeyerek, İstanbul’un Tarihi Alanları hakkında almış olduğu kararlarda, özellikle konut dokusunun korunmasına yer verdiği izlenir.

UNESCO DMK yıllık toplantılarında: 2006 (Vilnius), 2009 (Sevilla), 2010 (Brezilya), 2012 (Rusya), 2013 (Kamboçya) oturumlarında, Yenileme Alanı ilan edilen Süleymaniye’de Koruma Uygulama Planının, “Dünya Mirası çekirdek bölgesinin tamamını içerecek şekilde genişletilmesine, miras değeri taşıyan mevcut tarihî yapıların korunmasına” değinilmiş; “kentsel yenileme projelerinin dikkatle ele alınması ve geleneksel Osmanlı evlerinde çürüme ve kayıpların yavaşlatılması için acil eyleme geçilmesi” tavsiye edilmiştir.