Fatih Topkapı’da yer alan Kara Ahmet Paşa Camii, Kanuni Sultan Süleyman döneminde sadrazamlık yapmış ve aynı zamanda Kanuni’nin kız kardeşi Fatma Sultan’ın eşi olan Kara Ahmet Paşa tarafından dönemin baş mimarı Mimar Sinan’a yaptırıldığı bilinmektedir, ancak yapım tarihi konusunda bazı tartışmalar vardır. Caminin yapımının, Kara Ahmet Paşa’nın 1555’te idam edilmesi üzerine durduğu bilinmekte, Hadîkatü’l-cevamî’ye göre ölümünden 7 yıl sonra tamamlandığı, yani 1562’de tamamlandığı tahmin edilmektedir.
Vakfiyeye göre, cami, sıbyan mektebi, on altı oda ve bir dershaneli medrese, on altı odalı zaviye, çeşitli müştemilatı ile bir aşhane-imarete tahsis olduğu, ancak günümüzde sadece cami, medrese, türbe ile sıbyan mektebinin olduğu bilinmektedir. Vakfiyede bahsi geçen zaviye ile aşhane-imaretin ya hiç inşa edilemediği ya da çevresine inşa edilmişse bile günümüze ulaşamadığı sonucuna varılmaktadır.
Külliye surların hemen içinde ve bir tarafı meyilli yüksek bir araziye inşa edilmiş olup, sıbyan mektebi ile türbe, dış avlu duvarının uzağında ve cadde yanındadır. Caminin iç avlusu aynı zamanda burayı üç taraftan saran medresenin de avlusudur. Bu yönüyle Kadırga Sokullu Mehmet Paşa Külliyesinde olduğu gibi bir cami-medrese ikilisi örneği karşımıza çıkmaktadır. Beş kubbeyle örtülü son cemaat yerinin devamında dikdörtgen biçimli esas caminin sütunlara oturan altıgen şekilli orta kısmı karşılamaktadır. Üzerinde ise yarım dört kubbeye oturan bir büyük kubbe yer almaktadır. Caminin mermerden olan sütun başlıkları ile mahfil korkuluklarında ve mihrap ile minberinde itinalı bir işçilik görülmektedir. Bilhassa minber dantela gibi oyma tekniğinde işlenmiştir. Son cemaat yerinde dolap nişleri ile içeride ayetli pencere alınlıklarını da değerli iznik çinileri süslemektedir. Vaaz kürsüsü ile cümle kapısı ve pencerelerin ahşap kanatları, 16. Yüzyıl geçmeli ahşap işçiliğinin güzel örneklerindendir. Mahfillerin altlarındaki ahşap tavanlar, renkli ve altın yaldızlı nakışlarla bezenmiştir. Geçmişte külliyenin çevresinde bir hazire olduğu ancak sonrasında mezar taşlarının kaldırıldığı, sadece Ahmet Paşa’nın eşi Fatma Sultan’a ait mezar kalmıştır. Külliyenin bunun haricinde sokak kenarında bir haziresi daha bulunmaktadır.
Cami ve külliyeyi yaptıran Kara Mehmet Paşa’nın Arnavut asıllı olduğu, enderunda yetişerek başvezirliğe kadar yükseldiği bilinmektedir. Ancak başvezir olarak iki yıldan daha kısa süre görev yaptıktan sonra 1555’te boğdurulmuştur. Boğdurulmasının sebebi konusunda bazı kaynaklar; Hürrem Sultan, kızı Mihrimah Sultan ve eski veziriazam Rüstem Paşa’nın entrika ile ölümüne sebep olduğunu söylemektedir. Bazı kaynaklar ise Mısır Valisinin harç ve gasp ile yaptığı servete karşılık Kara Mehmet Paşa’nın ona yazdığı mektupta onun himayesinde olduğu ve istediği gibi servet biriktirebileceğini söylediği bir mektubun Kanuni’nin eline geçtiği olarak belirtilir. Bu konunun o dönem için de tartışmalı olduğu anlaşılmaktadır.