
İstanbul’un en yeşil ilçelerinde olan Üsküdar, denize açık bir vadi içerisinde yer alır. Geniş koruları ile ön plana çıkan ilçenin Bizans döneminde ticaret ve konaklama bölgesi olduğu bilinmektedir. Her dönem liman olarak kullanılan Üsküdar’da yerleşim bu limanın etrafından şekillenmiştir.
2005 yılında Marmaray kazıları sırasında bulunan Khrypolis antik kenti liman kalıntıları ve Bizans dönemine ait kalıntılar bu bilgiyi kanıtlar niteliktedir. Antik döneme tarihlenen ve günümüze kadar kullanılarak ulaşan tek yapı Kız Kulesi’dir. Fetihten sonra Türkler tarafından iskân edilen bölgede; külliye, cami, hamam, çeşme, saraylar, sahil sarayları, yalılar, köşkler, hastaneler, kışla, endüstri yapısı ve eğitim yapıları inşa edilmiştir. Açılan su yoları ile yerleşimin su ihtiyacı karşılanmıştır. Çok sayıdaki anıtsal yapıda Mimar Sinan’ın imzasının bulunması ilçenin kimlik değerine önemli bir katkı sunmaktadır. Cumhuriyet döneminde ise, dönemin öncü mimarları tarafından inşa edilen Kandilli Rasathanesi, yönetim yapıları, yalılar, köşkler vb. bölgenin mimari dokusunu zenginleştiren değerler olarak varlık göstermektedir.