Fatih İlçesi’nde, Ayasofya Camii avlusunda yer alan II. Selim Türbesi, girişi üzerinde bulunan kitabesine göre 1576-1577 yılında tamamlanmıştır. Mimar Sinan eseri olan bu yapı, Ayasofya Camii avlusunda inşa edilen ilk türbedir.
İstanbul’da büyük çaplı bir külliye yaptırmayan II. Selim, mevcut yapıların yenilenmesini sağlamıştır. 1570’li yıllarda Ayasofya Camii’nin etrafını saran evler ve odaların yapıya zarar verdiği, bakıma ihtiyaç duyduğu yazılı kaynaklardan bilinmektedir. Sultan II. Selim bizzat kendisinin katıldığı inceleme sonucunda bu görevi Mimar Sinan’a vermiş, camide yapılan onarımlar ve ilavelerin yanı sıra, güneyinde padişah için bir de türbe yapımına başlanmıştır. II. Selim vefat ettiği zaman ilk olarak burada kurulan bir otağ içinde defnedildiği, türbenin inşasının daha sonra tamamlandığı bilinmektedir.
Sinan, II. Selim için tasarladığı bu türbede de, babası Kanuni Sultan Süleyman’ın türbesinde olduğu gibi çift cidarlı üst örtüyü kullanmıştır. Dışta köşeleri pahlı kare planlı olan yapı, içte sekizgen bir galeriden oluşmaktadır. Dış kubbe yüksek bir kasnak ile duvarlar üzerine otururken, iç kubbe birbirine sivri kemerler ile bağlanan sekiz sütun ile taşınır. Yapının mermer kaplamalı cepheleri profilli bir kornişle sonlanmaktadır. Sinan’ın daha sonra inşa ettiği camilerde de uygulayacağı bir düzenleme olan yapıyı çevreleyen kaval silme uygulaması II. Selim’in türbesinde de kullanılmıştır. Girişin önünde yer alan üç açıklıklı revak kısmında bulunan çini panolar 16. yüzyıl İznik çinisinin en güzel örneklerindendir. Bu panolardan solda yer alanı Dorigny isimli bir Fransız tarafından eksiklerinin tamamlanması bahanesiyle sökülerek Fransa’ya götürülmüş, yerine taklidi yerleştirilmiştir. Bu pano günümüzde Louvre Müzesi’nde bulunmaktadır.
Türbede II. Selim’in haricinde hasekisi Nurbânû Sultan, kızları Gevherhan, İsmihan, Fatma sultanlar, şehzadeleri Süleyman, Osman, Cihangir, Mustafa ve Abdullah ile III. Murad’ın oğulları ve kızları medfundur.
İstanbul’da kendine ait bir külliye yaptırmayan II. Selim Ayasofya Camii’ni onartıp, eklediği minareler ve kendi türbesi ile adeta bir selatin camiine çevirmiştir. Ayasofya haziresine defnedilme geleneği kendisinden III. Murad ve III. Mehmed için yapılan türbelerle devam etmiştir.