
Beyoğlu İlçesi’nde, Unkapanı Köprüsü’nün Şişhane tarafındaki ayağı yanında yer alan Azapkapı Camii, Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa tarafından 1577-1578 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Banisinden dolayı Sokullu Mehmed Paşa Camii olarak da bilinen yapının Azapkapı ismini alması ise günümüzde mevcut olmayan Galata surlarının burada bulunan kapısı ile ilişkilidir. Cenevizliler döneminde Porta di San Antonio olarak adlandırılan kapı, 16. yüzyılda tersanenin Kasımpaşa’ya taşınmasının ardından burada çalışan Bahriye azeblerinin kışlalarının o çevrede olmasından dolayı Azapkapısı adını almıştır.
Kasımpaşa tersanesi yanında, Galata surları ile deniz arasında kalan alanda inşa edilen Azapkapı Camii, avlusuz olup, çevresi ile bütünleşmektedir. Sinan’ın klasik dönemi sonrasına ait olan yapı, Selimiye Camii’nin daha ufak ölçekli uyarlamasıdır. Bulunduğu konum nedeniyle fevkani olarak inşa edilerek altına tonozlu mahzenler ve dükkanlar yapılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin üzeri sekiz ayak üzerine oturan merkezi kubbe ve bunu çevreleyen dört yarım kubbe ile örtülüdür. Revaklı avlusu bulunmayan yapının son cemaat yeri iki katlı ve kapalı olup, üzeri tek eğimli çatı ile örtülüdür. Zemin katın her iki ucundan kemerli birer giriş bulunmaktadır. Tonozlu mekanları fevkani camiden ayıran silme kuşağı tüm yapıyı çevrelemektedir. Caminin diğer bir özelliği de kuzey yönde bulunan minarenin ayrı olarak ele alınmasıdır. Kaidesinde ufak bir çeşme bulunan minare kemerle yapıya bağlanmış, bu kemer üzerine kubbeli bir mekan eklenmiştir.
Uzun yıllar harap durumda olan Azapkapı Camii 1938-1941 yılları arasında büyük çapta tamir edilerek yeniden ibadete açılmıştır. Kırık olan kitabesi Reîsülhattâtîn Kamil Akdik tarafından eski kalıbına göre yeniden yazılmıştır. Yapının içerisinde bulunan kalem işleri ve pandantiflerde bulunan çiniler bu restorasyon sırasında yenilenmiştir.
Bosna’dan devşirilerek saraya alınan Sokullu Mehmed Paşa zekası ve çalışkanlığı ile sarayda hızlıca yükselerek, kaptan-ı deryalık ve vezirlik görevlerinin ardından sadrazam olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde başladığı sadrazamlık görevini II. Selim ve III. Murad dönemlerinde de sürdürmüştür. II. Selim’in kızı İsmihan Sultan’la evlenen Mehmed Paşa sahip olduğu büyük servet ile İstanbul başta olmak üzere imparatorluğun birçok yerinde hayır eserleri yaptırmıştır.