Fatih İlçesi, Sururi Mahallesi’nde, Türk Ocağı Caddesi ile Sultan Mektebi Sokağı’nın kesiştiği köşede yer almaktadır. Özel mülkiyetteki yapı 2244 m²’lik bir arsanın içinde yer almaktadır.

Cağaloğlu’nda bir dönem Cumhuriyet Gazetesi tesislerinin bahçesinde bulunan tarihi ahşap binadır. II. Meşrutiyet’te “Pembe Konak” diye ünlenen ve pek çok kez el değiştiren yapı bir dönem İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin Merkez-i Umumi binası olduğu için, Bâbıâli Baskını’ndan I. Dünya Savaşı’na girilmesi kararına kadar birçok önemli görüşmeye ev sahipliği yapmıştır.

1890’lı yıllarda inşa edildiği tahmin edilen yapı ile ilgili olarak tarihi haritalardan bilgi edinebilmekteyiz. Ekrem Hakkı Ayverdi’nin üzerindeki çeşitli yapılara dayanarak tarihlendirdiği haritada (1875) Cağaloğlu çevresinde Pembe Konak’ın bulunduğu yer boş görülmektedir. Goad Haritası’nda ise (1904) yapı tespit edilebilmektedir. Ana hatlarıyla görülen yapının ev olarak kullanıldığı ve ahşap olduğu belirtilmiştir. Farklı büyüklükteki harem ve selamlık bölümleri planda aynı ölçüde gösterilmiştir.

Harem ve selamlık bölümlerinden oluşan yapı 19. yüzyılın klasik konutları tipindedir. Dış cepheler, Ampir’in hakim olduğu bir üsluptadır. Pencerelerde kafes yerine kepenk kullanılması ise muhtemelen yapının konut dışında farklı amaçlarla kullanıldığı döneme aittir. Yapının bodrum kısmında bahçe tarafında haremin altında kalan kısımlarda küfeki taşı ve tuğla ile düzensiz bir almaşık örgü görülür. Selamlık kısmının altında ise Osmanlı döneminde od taşı denilen taşla muntazam işlenmiş ve örülmüş bir bölüm görülür. İki bölüm arasında kalan ve kısmen selamlık dairesinin altında da devam eden tuğla kagir bir mekan daha mevcuttur. Bu kagir bölümlerin bodrumda kalan alanı kazan dairesi olarak kullanılmıştır. Yapının altında görülen bu farklı duvar dokularına sahip bodrumun daha eski bir yapıya ait olması ihtimali yüksektir. Yine bir konut bodrumu olması gereken kısımların ne zaman inşa edildiği ya da bu yapının kime ait olduğu ise tespit edilememiştir.

Yapı iç mekanlarda ise farklı üslup anlayışlarını yansıtan süsleme kompozisyonları ile Eklektik bir duruş sergilemektedir. Yapının birinci katındaki bir salonda görülen hanedan arması üzerinde Sultan II. Abdülhamid’in tuğrası görülmektedir. İç mekanları süsleyen kalem işlerinin yabancı sanatçılar tarafından yapılmış olması ihtimali yüksektir.

Yapıyı kimin yaptırdığı net olarak bilinmemekte, Mareşal Kazım Paşa’dan Ragıp Paşa’ya geçtiği sanılmaktadır. Daha sonraki dönemde konak İttihad ve Terakki Partisi’nin kullanımına geçmiştir. İttihad ve Terakki Partisi’nin kendini feshetmesinden sonra nasıl olarak kullanıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu dönemde yapıya ne gibi ekler yapıldığı tahmin edilememektedir. Cumhuriyet Gazetesi’nin ilk sayısında Yunus Nadi tarafından yapının İttihad ve Terakki Partisi’nin merkezi olarak kullanıldığı belirtilmiştir.

1970’li yıllara dek Cumhuriyet Gazetesi kullanımında olan konak daha sonra boşaltılmış, bu tarihten sonra depo olarak kullanılmıştır. Yapı gazete binası olarak kullanıldığı için uzun süre yaşamış ve korunmuştur. İçinde basit bazı paravanlar ve yeni açılan bir iki kapı dışında ciddi bir müdahale yapılmamıştır. Banyo, WC gibi mekanlar bile kısmen orijinalliğini korumuştur. Odaların çoğu bezemelidir. Bu özellikleri ile yapı İstanbul suriçinde günümüze ulaşan en önemli konutlardan biridir. 1945 yılında yapının yerine otel ve işhanı yapılmak istenmiş ancak başarılamamıştır.